Gülüş Estetiği Sonrası Bakım Nasıl Yapılır?

Gülüş estetiği sonrası bakım bu estetikten faydalananların titizlikle üzerinde durması gereken hususlardan biridir. Öncelikle gülüş estetiği yaptırmış olmak, ağız ve diş sağlığı ile temizliğini ihmal edebileceğiniz anlamına gelmiyor. Kazandırılan estetik ve güzel görünümü korumanız gereklidir ve bunun için de nelere dikkat etmeniz gerektiğini iyi biliyor olmalısınız. Son dönemin en çok tercih edilen girişimlerinden biri olan gülüş estetiği sonrasında almanız gereken önlemlere de değineceğiz. Ancak öncesinde nelere dikkat etmeniz gerektiğini gözden geçirelim.

Diş Fırçalamayı Unutmayın!

Elbette gülüş estetiği sonrası bakım dendiğinde ilk akla gelen diş fırçalamak oluyor. Dişlerinizi mutlaka düzenli olarak fırçalamalısınız. Özellikle yemeklerden sonra diş fırçalamak, yemek parçacıklarının diş yüzeylerinde ve diş aralarında kalmasını önler. Dolayısıyla ileride plak ya da diş taşı gibi sorunlar yaşamaktan da kurtulmuş olursunuz. Bununla birlikte dişlerin düzenli olarak fırçalanması, diş eti hastalıklarına karşı önlem almanızı da sağlayacaktır.

Uygulanan gülüş estetiği kapsamında diş yüzeylerine kaplamalar da yapıştırılabiliyor. Bu kaplamalar dişlerin daha beyaz görünmesine yardımcı olurken çeşitli diş kusurlarını da örtüyor. Ancak bu kaplamalar da bakıma ve temizliğe ihtiyaç duyar. Aynı zamanda gerçek dişlere renk veren çay ya da kahve gibi içecekler, ağız temizliğinin ihmal edilmesi durumunda kaplamaların da renklenmesine yol açabilir. Bu açıdan da gülüş estetiği sonrası bakım yaparken öncelikle diş fırçalamayı ihmal etmemelisiniz.

Diş macunu seçimini de dikkatlice yapmanızda fayda olacaktır. Aşırı düzeyde aşındırıcı içeren diş macunlarından uzak durun. Aşındırıcı yönü güçlü olan diş macunları restorasyonların yüzeylerinde çizikler oluşmasına yol açabilir. Gülüş tasarımı sonrasında aşındırıcı olmayan, florür içerikli diş macunlarını tercih etmelisiniz. Dişlerin günde sadece bir defa fırçalanması yeterli olmaz. Günde 3 defa dişlerin fırçalanması, diş ipi ile diş aralarının temizlenmesi gereklidir.

Diş İpi Kullanmayı Alışkanlık Haline Getirin

Ülkemizde diş fırçalama alışkanlığı yaygın olsa da diş ipi kullanma alışkanlığının da bir o kadar az olduğunu söyleyebiliriz. Oysa gülüş estetiği sonrası bakım noktasında diş ipi kullanımının da son derece önemli olduğunu asla göz ardı etmemek gerekiyor. Diş ipi, diş fırçasının erişemediği bölgelere ulaşabiliyor ve yiyecek artıklarının, plakların temizlenmesine olanak tanıyor. Bir anlamda diş ipi kullanımının plakların giderilmesinde kilit faktör olduğunu söyleyebiliriz.

Diş plaklarının temizlenmesi, dişlerdeki restorasyonların da ömrünü uzatıyor. Aynı zamanda diş çürüklerini ve pek çok diş eti hastalığının gelişmesini de engelliyor. Ağız ve diş sağlığı bakımından diş ipi kullanmanın son derece önemli olduğunu bir kez daha vurgulayalım. Özellikle porselen lamine vener sahibi olan kişiler için diş eti sağlığının korunması çok daha fazla önem taşıyor. Dolayısıyla bu kişiler için diş ipi kullanımının bir alışkanlık haline getirilmesi daha fazla önem arz eder.

Ağzınızı Mutlaka Çalkalayın

Gargara kullanımı da gülüş estetiği sonrası bakım noktasında gündeme geliyor. Ancak gargara ile ağız çalkalama işlemini yaparken hangi ürünleri kullandığınıza da dikkat etmelisiniz. Özellikle alkol içeren gargaralar, kompozit dolgular üzerinde olumsuz etkide bulunabiliyor. Hatta bu konuda yapılan çok sayıda araştırma ile alkol içeren gargaraların etkisinin kanıtlandığını da söyleyebiliriz. Dolayısıyla gülüş estetiği sonrasında ağız çalkalama için hangi gargaraları kullanmanız gerektiği konusunda diş hekiminize danışabilirsiniz.

Alkol içeren gargara çeşitleri kuron ya da porselen lamine veneer ile yapılan restorasyonlara da zarar veriyor. Restore edilmiş olan dişler arasındaki bağın aşınmasına neden oluyor. Dolayısıyla bu aşınma neticesinde ortaya hiç istenmeyen bir görünümün çıktığını belirtebiliriz. Halk arasında sadece alkol içerikli gargaraların ağız hijyeni konusunda işe yaradığı düşünülüyor. Oysa bu bilgi doğru değil. Alkolsüz olarak formüle edilen gargara çeşitlerinin de ağız hijyeni konusunda başarılı olabildiğini belirtmemiz gerekiyor.

Merak edenler için –> Estetik kaplama

Uzak Kalmanız Gereken Yiyecek ve İçecekler

Sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olmak istiyorsanız bazı gıdaları tüketme noktasında da titiz olmanız gerekir. Özellikle gülüş estetiği sonrası bakım konusunda yiyecek ve içecek seçiminin daha titiz bir biçimde yapılması gerektiğini belirtmeliyiz. Bu noktada en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında şeker geliyor. Şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketiminin sınırlı olması ve her tüketim sonrasında dişlerin mutlaka fırçalanması gerekiyor.

Kimi zaman diş fırçalama için uygun koşullara sahip olmayabilirsiniz. Bu durumda şekerli yiyecek ve içeceklerin tüketiminin ardından ağzınızı bol su ile çalkalama yöntemini tercih edebilirsiniz. Birkaç defa çalkalamanız durumunda yiyecek artıklarının büyük bölümü dişlerden ve diş aralarından uzaklaştırılabilir.

Gülüş tasarımı sonrasında dikkatli olunması gereken bir diğer unsur da çay, kahve ve soda tüketimidir. Öncelikle çay ve kahvenin dişlerde lekelenmeye sebebiyet verdiğinin altını çizmek gerekiyor. Dişlerde zamanla sararma ya da kahverengi lekelenmeye neden olması durumunda gülüş tasarımıyla elde edilen görünüm de ortadan kalkacaktır.

Bu nedenle dişlerdeki beyazlığın ve lekesiz görünümün de mutlaka korunması gerekir. Çay ve kahve tüketiminizi sınırlandırmanız, tüketim sonrasında da ağız temizliğine, hijyene dikkat etmenizde fayda var. Aynı durumda soda için de geçerlidir.

Asitli içecekler de dişlere ciddi zararlar verebiliyor. Gülüş tasarımından faydalanmamış olsanız bile asitli içeceklerden uzak durmak gerekir. Alkollü içecekler için de aynı durumun geçerli olduğunu belirtmek gerekiyor. Alkollü içeceklerin yoğun şekilde tüketilmesi dişlere, restorasyonlara ve diş etlerine zarar verir.

Aynı zamanda aşırı alkol tüketiminin önemli bir zararı daha bulunuyor. O da dişlere yapılan uygulamaların bozulmasına yol açmasıdır. Bu durumda gülüş tasarımını en çok olumsuz yönde etkileyen hususlardan birinin aşırı alkol tüketimi olduğunu da belirtmeliyiz.

Bilginiz olsun –> Hollywood smile

Diğer Önlemler

Elbette gülüş tasarımı sonrasında dikkat edilmesi gereken hususlar sadece bunlardan ibaret değil. Pek çok farklı konuya dikkat etmeniz gerekiyor. Öncelikle sert cisimleri ısırmaktan uzak durmalısınız. Bu eylem, sadece restorasyon yapılmış olan dişler için değil bu işlemin yapılmadığı dişler için de sakıncalı olabiliyor. Kalem, şişe kapakları ve metal cisimler gibi son derece sert olan nesnelerin asla ısırılmaması lazım.

Ceviz ya da fındık gibi sert yiyeceklerin kabuklarının da dişlerle kırılmaya çalışılması sakıncalıdır. Bu eylemler dişlerin kırılmasına, çatlamasına yol açabileceği gibi dişlere uygulanan restorasyonların zarar görmesine de neden olabilir.

Bruksizm yani dişleri gıcırdatma gülüş estetiği sonrası bakım konusunda önem taşıyan bir diğer unsur olarak karşımıza çıkıyor. Dişlere ve diş etlerine zarar veren diş gıcırdatma için önem almanız gerekiyor. Diş plağı kullanımı gibi gayet pratik olan önlemler sayesinde diş ve diş etlerinin zarar görmesini önleyebilirsiniz. Bu konuda da diş hekiminize danışabilirsiniz.

Estetik diş restorasyonlarının ömrü boyu garantili olmadığını da belirtmek gerekiyor. Kullanım ömürleri dolduğunda yenilenmeleri gerekebilir. Örneğin porselen dişler için kullanım süresi yaklaşık olarak 15 yıldır. Ancak diş hekiminin öneri ve uyarılarının dikkate alınması durumunda, gülüş estetiği ile elde edilen görünümün çok daha uzun süre muhafaza edilebileceğini de unutmamak lazım.

Bu noktada düzenli olarak diş kontrollerine gidilmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor. Kontroller sırasında olası problemler tespit edilebilir ve ortadan kaldırılabilir. Konuyla ilgili sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Mutlaka okumalısın –> Dijital gülüş tasarımı